TESLA VE OSİLOSKOP
Nikola Tesla: Yıl 1898 ve Tesla, Laboratuvarı'nda mekanik titreşimler üzerine deneyler yapıyordu. Osliatör aleti kendisine kodlanmış sembolleri-dinyalleri gönderiyor. Üçgen, kare veya sinüs testere şeklinde elektriksel sinyaller gönderen bir elektronik düzen. Bu sistemle çalışan bir aygıt bu. Deneyler yapıyordu bununla ve bir osilatörü, kendi kendine sinyal üretebilen bu aygıtı, bir binanın tabanına inen çelik bir sütuna bağladı, deneye başladı. Osliatörden yansıyan titreşimler, çelik sütundaki atomlara çarpıyor ve tekrar osilatöre geldiğinde bir önceki değerini katlıyordu.
Bu, bir süre devam etti ve osilatörden yansıyan bu titreşimler katlamalı olarak arttıkça, eşyalar teker teker titremeye başladı. Neden, çünkü osilatörle o çelik, rezonansa girdi. Çelik blok titreşimini artırdıkça, osilatörün frekansı da arttı ve osilatörün titreşimi giderek güçlendi, çeliğe daha güçlü titreşim gönderdi.
Bir süre sonra o yüksek titreşim, binanın temeline, oradan da Manhattan'ın tümüne yayıldı ve Manhattan'da deprem olmaya başladı. Camlar kırılıyor, binalar çatırdıyordu. İnsanlar sokaklardaydı ve tesla ancak osilatörü bir balyoz ile parçalayarak bu depremi durdurabildi. Ve polisle başı belaya girdi.
Daha sonra tekrar sonuçları görmek, bu deneyi daha iyi anlamak için ertesi günlerde cebinde taşıdığı bir osilatörü inşaat halindeki büyük bir binanın temeline monte ederek olacakları izledi ve aynı şekilde bütün çelik yapı titremeye başladı, kolonlar bükülmeye ve işçiler kaçmaya başladı. Tesla aleti ordan söktü ve kaçtı. İşte bu titreşim öyle bir seviyeye gelir ki, bunun ile tüm dünyada depremler olabilir.
Sembolü ve sembol ile ektiğin niyeti, titreşimi, osilatör gibi düşün ve onu denize, toprağa bağladığın, dualarını küllileştirdiğin zaman, o niyet, onlarla rezonansa girer. Belki öyle fiziksel deprem olmaz. ancak fiziksel denizlerde veya beden denizinde bu suptil titreşim öyle bir seviyeye ulaşır ki o zaman, o niyetin titreşimini, kodladığın alan kaldıramaz. Gökler, yer, denizler, verilen emaneti kaldıramaz olur.
İşte kuantum sıçrama burada gerçekleşir. Peki, kaldırılamayan o enerji nereye döner? Orada sıkışan ve artan enerji nerede döner? Nasıl ki tohum, toprağa sığmadığında meyve verir, ağaç olur ve her meyvede binlerce tohumu ile tekrar toprağa döner - yani her şey kaynağına döner, çıktığı kaynağa döner, ancak aynı olarak değil - tohumu oralara ekersin ve meyveyi alırsın veya bir ekersin, bin alırsın.
(Kubilay Aktaş - Celcelutiye kitabından alıntıdır)
Comments