HEPATİT C VİRÜSÜ YOKTUR

Dr. med. Güney Afrika Cumhurbaşkanı Thabo Mbeki'nin AIDS Danışma Paneli üyesi Claus Köhnlein

Hepatit hipotezi, Virüs-AIDS hipotezi kadar şiddetli değildir. Burada en fazla bekleyeceğimiz şey İnterferon ve Ribaverin ile yapılacak geçici bir terapidir, ne var ki bu da yan etkiler bakımından oldukça zengin ve göreceğimiz üzere gereksizdir.

Hepatit C’nin doğum tarihi 1987’dir. Bu iş için kullanılan laboratuvar, Hepatit C antikoru ile milyar dolarlar kar eden biyoteknoloji firması Chiron-Corporation’dan daha az değildi. O zamanlar Non-A/Non-B hepatit taşıyıcısı bir bayanın kanı şempanzelere verilmişti ve hayvanların hiç biri hepatit olmamıştı. Yalnızca enjeksiyondan 14 gün sonra hayvanların kanında geçici bir Transaminaz yükselmesi olmuştu ve neticede Karaciğer dokusu incelenmişti. Ne var ki bir virüs bulunamamıştı. Tim artık bütün gayretiyle bir virüsün en küçün izini aramaya başlamış ve en küçük genetik enformasyon parçasını güçlendirmişti, bu parça değerin genetik koduna aitmiş gibi görünmüyordu. Bu yabancı RNA’nın bu zamana kadar keşfedilmemiş bir virüse ait olması gerektiği varsayımına gidildi. Her ne olursa olsun, karaciğer dokusunda neredeyse keşfedilemeyecek miktarda bulunuyordu ama buna karşı bir antikor üretilebilirdi.

Bu antikor test patlamaları ile HCV pozitif hastalara, kendilerinin bir virüsün taşıyıcısı oldukları ve bu virüsün yaklaşık 30 yıl sonra bir siroza neden olduğu anlatılıyordu. HCV pozitif hastalarda ise hiçbir hastalık belirtisi bulunmuyordu. Bazılarında hafif bir Transaminaz yükselmesi ve alkol ile uyuşturucunun birlikte kullanımıyla oluşabilecek gerçek bir karaciğer hasarı bulunuyordu. Burada uyuşturucu kullananların %80’i HCV pozitifmiş gibi bir çakışma var. Şimdi yine sorunun başına dönüyoruz, karaciğeri hasta eden virüs mü yoksa uyuşturucu ve alkol mü? 30 yıllık bekleme süresi ise uyuşturucu ve alkolün yol açabileceği sirozun süslü anlatımıydı.

Bundan 2- 3 yıl önce gazetelerde ‘’Hepatit C hafife alınan tehlike’’, ‘’Hepatit C bilinmeyen tehlike’’, ‘’Hepatit C yeni büyük salgın, yavaş geliyor fakat ağır oluyor’’ gibi manşetler okurken şimdi daha çok: ‘’ Hepatit C abartıldı mı?’’ şeklinde başlıklara rastlıyoruz. Hannover’den Prof. Manns, daha önce senaryoyu yazan ve okuyan kişi olduğu halde şimdi Hepatit C terapisinin fayda-zarar riski açısından riskli ve kontraendikatif olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor.

Hepatit C’ye bu yeni bakış açısı ve değerlendirmenin arka planı şudur: geçen yıl Ann. Of int. Med.’de Seef et. Al Amerikalılar üzerinde yapılan ve 45 yıl önce dondurulan büyük ölçekli bir çalışma! 45 yıllık takip HCV pozitiflerin HCV negatiflere oranla, karaciğer hastalıkları konusunda hiçbir farkları olmadığını gösteriyordu. Bu durum HCV’nin ilerleyen yıllarda karaciğer riskinin büyük ölçüde fazla tahmin edildiği ve alkol ve uyuşturucular gibi ko-faktörler olarak bilinen karaciğer toksinlerinin daha önemli bir faktör olduğunu daha makul olduğu ve HCV pozitif testin Klinik olarak bir değeri olmadığı değerlendirmesine yol açıyor. Yani HCV pozitif bir insanı antiviral bir terapiye tabi tutmak anlamsızdır.

Bunun üzerine birde karaciğer hastalıklarının ilaçlarla terapi edilmesinin, öncü hepatologlar tarafından onlarca yıldır çılgınlık olarak tanımlanıyor olması geliyor, çünkü verilen maddeler karaciğere hasar açıyor. Örneğin bir interferon terapisi sürecinde genellikle gramlarla verilen Benuron. Burada Fialuridin-Desaster ile birkaç yıl önce Hepatit B terapisi yapılmaya çalışılırken bazı hastaların ölmesi, bazılarının da karaciğer transplantasyonu sayesinde kurtulmuş olmasını da hatırlamak gerekir.

Gözlemlerime göre Lübeck’ten Prof. Dennin et al.’in HCV-pozitif konusunda, bulaşıcı bir virüsün varlığına inanan Hamburg’tan Prof. Laufs’dan daha iyi bir açıklaması var. Dennin et al HCV olarak adlandırılan maddeyi HCV negatif insanların DNA’larında bulunduğunu da kanıtladı. Bu demektir ki, karaciğer hücreleri Alkol veya Uyuşturucu gibi maddelerden hasar alması suretiyle HCV pozitivite endojen olarakta oluşabilir.

Klinik kanıtlar bulunmadığı için, Hepatit C hakkında tıpkı Hepatit G’de olduğu gibi bilimin kendi yanlışını düzeltmesini ümid edelim. HCV pozitif karaciğer sirozu neredeyse istisnasız bir şekilde alkol ve uyuşturucu kullananlarda bulunuyor. Bunun yanısıra karaciğer hücresi hasarına yol açan toksinlerden uzak durmuş, HCV pozitif olup, 50 yaşında siroza yakalanmış olan bir tane insan bulunmamaktadır.

Tıpkı en son olarak Itzehoe’de olduğu gibi HCV pozitif bir cerrahın bir çok hastasına hastalık bulaştırdığı haberi yayın organlarında açıklanmaya devam ediliyor. Burada Hepatit C antikorunun halk arasında oldukça yüksek olduğu unutulmamalıdır. 2000 denemede %2 pozitif bulunması demek, genel salgın derecesinde 40 vaka anlamına gelmektedir!