DEMOKRASİ: BELKİ BİR KÖPEĞİ VEYA BİR AYAK PUDRASINI SEÇMEK DAHA MANTIKLI OLABİLİRDİ!
Başlık sizlere çok garip gelmiş olabilir, Demokrasi ile ne alakası olduğunu düşünüyor olabilirsiniz açıklayacağım.
19. yüzyılın ilk yarısında İspanya bağımsızlığını ilan etmişti, Meksika'da yetkililer, kuzeydeki eyaletleri olan Teksas'ın topraklarını değerlendirmek adına orada bir tampon bölge oluşturmak istediler ve Amerikalı çiftçileri ve besicileri bölgeye yerleşmeye teşvik ettiler, sonra bazı sorunlar neticesinde tekrar vazgeçtiklerinde göçmenlerle ilgili sorunlar oldu ve bunun neticesinde sonradan diktatörleşecek olan Antonio Lopez de Santa Anna geldi, anayasada köklü değişimler yaptı, muhalefeti baskıladı, sonra göçmenler üzerinde baskıları da artırınca gerginlik oldu ve Teksas bağımsızlığını ilan etti, tampon olarak kullanmak istedikleri bölgeyi kaybetmiş oldular.
Demokraside kararların iyi sonuçlar getirmesi için öncelikle yönetim şeffaf olması gerekir tabi fakat hali hazırda bulunan sistemde en önemli etken iyi kararlar veren, yalnızca dünya görüşünün söylemlerine uygun düştüğü için değil, bütünün yararına olacak kriterleri değerlendirmesi gereken seçmenler!
Örneğin Kaliforniya'nın küçük bir şehri olan Sunol'da 1981 yılında bir köpek belediye başkanı seçildi, evet evet, seçildi, yani seçmenler seçtiler, oy vererek :)
Bu çok mu yanlıştı? Bilemem, ancak Bosco'nun insandan yana olduğundan şüphe yok ;)
Bosco 10 yıl boyunca başkanlık yaptı. En azından San Francisko'daki çin konsolosluğunun önünde demokrasi yanlısı bir protesto gösterisi düzenleyen bir grup öğrenciye destek verdi!
Peki ya 1967 yılında belediye başkanı seçilen ayak pudrası Pulvapies'e ne diyeceğiz? Üreticisinin reklam olarak kullandığı ''herhangi bir aday için oy verin, ancak ferahlık ve hijyen istiyorsanız Pulvapies'e oy verin'' sloganlarının sonucu olarak gerçekten bir pudra oy pusulalarının üzerinde ismi yazılarak başkan seçildi.
Bilmiyorum, belki de ferahlık, hijyen, dostluk, sadakat gibi özelliklere baktığımızda insanlığın seçtiği en kötü başkanlar köpek ve pudra değildir!
Eski bir polis müdürü, belediye başkanı, rock şarkıcısı olan ve kendine ''El Loco'' (deli adam) dedirten kampanyası ile 1996 yılında cumhur başkanı seçilen Abdala bucaram belki ayak pudrasından daha kötü bir seçim olabilirdi veya aklnııza başka örnekler de gelecektir muhtemelen. Ama biz Abdala'nın garipliklerinden bir kaç örnek okuyalım.
Bu adam küçük bir motosiklete atlar, mini etek giyen kadınları kovalar ve etek uçlarından tutarak uzatmak için çekiştirirdi. Belediye başkanı iken yerel işletmelerden rüşvet alırdı. 1990 yılında yolsuzluk suçlamaları sebebiyle Panama'ya kaçmıştı.
Seçim kampanyalarında tuhaf mitingler, yanında müzik grubunu taşıması ve gittiği yerlerde şarkı söylemesi, tasarruf politikalarına son verme sözü derken ülkenin fakir kesimi kendisine oy vermişti ve o iktidara geldikten bir kaç ay sonrasında seçmenlerini epey şaşırtmıştı: Özelleştirmeyi artırmış, tasarrufları da iki katına çıkarmıştı :) Cumhurbaşkanlığı görev süresini de kaldırmaya çalıştı. Oğlunu gümrük hizmetlerinin gayriresmi sorumlusu olarak atadı ve oğlunun kazandığı milyonları parti ile kutladı! Oysa halkın aylık geliri 30 dolardı!
Eh nihayet halkın sabrı taştı ve sokak protestoları başladı. Yok hayır, 20 yıl sonra değil, hemen 6 ay sonra ''zihinsel olarak yetersiz'' olduğu gerekçesiyle görevinden alındı. Zimmetine geçirdiği milyarlarca dolar ile tekrar Panama'ya kaçtı.
Kral çıplak diye bağırmanın daha bir çok versiyonu var, devam edelim...
Comments