DEHB: DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE SENDROMUNA FARKLI BAKIŞ
Modern tıbbın bazı semptomların sıralanmasından yola çıkarak nedeni bilinmeyen ancak bazı teorilere dayanan bir hastalık olarak tanımlayıp, nedenini bilmediği bir sözde hastalık için çözüm olarak kimyasal ilaçlar sunduğunu bildiğimiz bu sendromun farklı yönlerini tanımak zorundayız.
DEHB’li çocuklar hasta değil yalnızca farklı bir düşünme şekline sahiplerdir. Bu fark, bu çocuklara ebeveyn, okul ve sosyal çevrenin baskısının sonucu olarak bir hastalığa dönüşür.
DEHB yüzlerce yıl çocuklarımızın beyninde saklanmış ve aktif olmak için bir şans beklemiş olan bir virüs değil, temel olarak Amerika ve Kanada’nın kognitif (bilişsel) psikoloji üniversiteleri tarafından icad edilmiş, sonra da Amerikan psikiyatri birliği (American Psychiatric Association), ABD eğitim bakanlığı ve büyük farma kartellerinin laboratuvarlarından bütün dünyaya yayılarak hayata geçirilmiş bir yalandır.
Dr. Thomas Armstrong’a göre bu çocuklar gayet normal ve sağlıklı varlıklar olarak hastalıklı bir arızaları yoktur. Bu çocuklara adı DEHB adında bir sorunları olduğunu söylediğinizde onlara faydadan çok zarar verirsiniz.
Araştırmalar DEHB tanısı konulmuş olan çocukların, kendi farklılıklarından, bu tanıdan utanmalarından dolayı başka çocuklarla diyaloglarının bozulduğunu gösteriyor. Öte yandan DEHB tanısı ile damgalanan çocuklar derhal arkadaşları tarafından reddediliyor, dalga geçiliyor, küçümseniyor ve dışlanıyorlar.
Bu çocuklara bir paket ritalin verip onların çocukluklarını, farklılıklarını yaşamalarına engel olmak şüphesiz bir çözüm değildir. Onlar problem olarak değil, daha ziyade çevresinin bir aynası olarak görülmelidirler. Pedagoglar ‘’bu çocuk davranışı ile neyi ifade etmeye çalışıyor?’’ diye sormalıdırlar, ‘’neyle/kiminle sorun yaşıyor?’’, ‘’ailesinde/sınıfında hangi pozisyona sahip?’’, ‘’hangi yatkınlıklarını veya özelliklerini yaşamasına izin verilmiyor?’’, ‘’öğrenme özelliğine uygun olarak eğitiliyor mu?’’, ‘’ailesinde gerginlikler mi var?’’ vs. görüldüğü gibi çocuğun davranışları üzerinde etkili olan bir çok etken bulunuyor. Tıpkı dolaşık bir yumak gibi, bu çocuklardan her biri kendine has değerlendirilmesi gerekir, ki bu da her zaman konforlu olmuyor, zahmet istiyor, bu nedenle pedagoglar ve ebeveynler bir çok durumda ilaç kullanmayı tercih ediyorlar.
Dünyanın frekansını yükseltmeye başladığı, eski davranış ve düşünce motiflerinin kaybolması gerektiği ile yakından alakalı bu çağda, bu çocukların yürürlükte olan sistemle uyumsuz olmalarına neden bu kadar şaşırıyorsunuz? Ve neden onları bugün içinde bulunduğumuz ve çekilmez hale gelmiş insanlık gündemini aynen uygulamaya zorluyorsunuz? Çok mu memnunsunuz aktüel durumunuzdan? Okullardaki sınıf sistemine bakar mısınız? Asırlar boyu hiç değişmemiş bir sistem var, uzaya füzeler gönderen, teknolojide ve her alanda akıllara durgunluk veren gelişmeler sağlayan bir sistemde okul/eğitim neden hep aynı kalıyor bunu hiç düşündünüz mü? Asırlar önce insanlar, bir süre sonra bizler sınıflarda uslu uslu oturup, söz dinleyen/itaatkar, sorgulamayı bilmeyen bizlerle bu çocuklar aynı mı? O halde neden hiç gelişmemiş bir insanlık başlangıcının ilkel zekası ile aynı seviyede eğitime zorlanıyorlar, neden buna mecbur bırakılıyorlar hiç sorguladınız mı? Bütün bunlara isyanlarını neden ilaçlarla baskı altına alıyorlar düşündünüz mü? Dünya değişsin, insanlık değişsin diye temennilerde bulunurken, dünyayı değiştirebilecek bu potansiyeli kendi ellerinizle zincirlere vuruyor, ilk darbeyi sizler indiriyorsunuz. ‘’Ama okumazsa meslek sahibi olmazsa’’ dediğinizi duyar gibi oluyorum. Bunlar sizin korkularınız, bunlar sizin olgularınız, sizin sisteminiz, sizin esaret ve köleliğiniz, bunları yeni bilinç ve yeni çağın çocuklarına yamamaya ve onlara hastalar gibi davranmaya ne zaman son vereceksiniz? Onlara ilaç verip sınıfta ve evde uyur gezer gibi yaşatmaya hakkınız var mı? Bunun hesabını kime ve nasıl vereceksiniz? Yaşanmamış çocukluk ve uyuşturulmuş beyinler pahasına değen o şey gerçekten nedir? Bu okullar, bu hastaneler, bu doktor muayenehaneleri, bu eczaneler hepsi birbirine bağlı ve cebinizdeki son kuruşları tekrar tekrar elinizden alan, çocuklarınızın eğitimi için harcamanızı sağlayan ve sonra da çocuklarınızı işsiz bırakan, yıllarını çalan bu sistem size empoze ettiği korkularla ayakta duruyor, bunu ne zaman anlayacaksınız?
Dünyayı okumuş fakat iş bulamayıp, ömrünün en güzel yıllarını okula gidip gelmekle geçirdiği için, stres ve okulda öğrendiklerinin haricinde hiçbir şey de bilmeyen, tek tip eğitim ile bütün yaşam sevincini kaybetmiş, yeteneklerini geliştirememiş, gençliğin o müthiş potansiyelini heba etmiş, ebeveynlerinden köleliği devralmış zavallılar değiştiremez. Onlar zerre kadar fark yaratamazlar. Dünyayı ancak kendisiyle barışık, dediğini yapan, gücüne, yeteneklerine, sezgilerine güvenen, tuttuğunu koparabilecek, korkmayan, gürül gürül, sorgulayan, teslim olmayan, vazgeçmeyen çocuklar değiştirebilir, onlar özgürlüklerini hiçbir şeye değişmeyecek ve bunun için her şeyi göze alabilecek bir gelecek inşa etmeye geldiler.
Comments